|
 |
|
Halk arasında isimleri hala unutulmayan. Bir çoğu bugün yaşamayan Malatyamızın ünlü delilerinden bazılarının isimler şöyle; Deli Zeynel, Kerim, İzzo, Gız Mahmut, Faro, Deli Samet, Deli Dursun, Deli Ahmet, şorikli Yaşar, Soba Direği, Ramo, Deli Cemo, Müdür, Haceli, Mişmiş, Fır Fayıh, Deli Nusret, Deli Fikriye, Onyedili (Zülfü), Gümüş (Mersedes Kadir) Deli Yusuf, Azet Bacı, Mısto, Adliye Bekir, Deli Gaffar, Mamılo.
Onlara "deli" diyoruz,
yeri geliyor aşağılıyoruz,
yeri geliyor toplumdan dışlıyoruz..
Hiç aklımıza gelmiyor gerçek deli kim? diye??
Geleneksel topluluk dünyasında deliler ve deliliğin özel bir anlamda ayrıcalıklı bir statüsü vardır. Deliler her yere girip çıkabilir, her yerde bulunabilirler. Ama hiçbir yere ait değildirler. Topluluk dışına atılmış zararlı bir unsur değil, topluluk içinde ve topluluğa aittir. Batı toplumlarında ise deliler "içine şeytan girmiş" yok edilmesi gereken, tümüyle olumsuz görülen, toplum dışına itilmiş bir konumdadır. Türk toplumundaki durumu en iyi yansıtan örnek, her köyün her mahallenin her şehrin bir delisi olmasıdır. "Köyün delisi" O’nun toplulukla iç içe olduğunun bir kanıtıdır.
Halk bilincinde delilerin de bir tür hiyerarşi içinde algılandığı bilinmektedir. Bu hiyerarşinin kriterleri deliliğin nedeni, türü, tarzı, yaşı ve cinsiyeti gibi değişkenlerdir.
Prestiji en yüksek deliler "çok okumaktan bu hale geldiği" düşünülen ve "sevdadan" aklını yitirenlerdir.
Toplumun deli ve deliliğe bakışı da zaman içinde değişmektedir.
Malatyalı araştırmacı Gazeteci yazar Celal Yalvaç'ın
"Mazideki Yaşam- Malatya"
şiirindeki bir dörtlük
bunu en iyi şekildeifade ediyor:
"İnsan bazen üzülür,
bazen de sabrı taşar.
Halen unutulmadı Şorikli Deli Yaşar.'
'İzo' ile 'Kız Mahmut' şehre olmuştu nişan, bugünse delilerin hepsi oldu perişan.
|